hüseyin rahmi gürpınar

1864 yılında istanbul'da doğmuş olan yazarımız.zamanında bu memlekette kalemle geçinilmez deyimini kıran adam olarak bilinir. ayrıca kütahya milletvekilliği de yapmıştır. "ilk yazısı istanbul'da bir firenk" henüz 17 yaşındayken ceride-i havadis gazetesinde yayınlanmıştı.düzenli bir eğitim göremediğinden dolayı kendi kendini yetiştiren bir yazardır. şık, ayna en bilinen romanlarındandır. 1944'te heybeliada'da bulunan evinde ölmüştür.

üslubundaki doğallık nedeniyle "sokağı edebiyata taşıyan adam" olarak da tanınan yazarımız.

''her ferdi, hatta her cemiyeti hoşlandığı yem ile avlarlar. önemli olan böyle oltalara gelmeyecek kadar toplumu eğitebilmektir.'' ''insanoğlunun yalancı mantık yaldızlarıyla süslü iç yüzünü eşelemeye gelmez. gerçekten kim olduğumuzu bilmek istersek hayal kırıklığına uğrarız.''

edebi hayatı başlangıçta ahmet mithat efendi'nin izindedir. ahmet mithat efendi'nin tercüman-ı hakikat gazetesinde çalışmış, halk için yazma zevkini böyle bir çevreden almıştır. çocukluk ve gençlik yılları istanbul'da aksaray'da ev kadınları ve mahalle insanları arasında geçmiştir. türk kadınları'nın hayat görüşlerini ve kadınların dilinde özel bir güzellik alan istanbul türkçe'sinin inceliklerini bu zamanda öğrenmiştir. eski meddah tarzı türk hikayeciliğinin özelliklerine sadık kalmıştır. kuyruklu yıldız altında bir izdivaç, sevda peşinde, cadı, gulyabani, hakka sığındık, toraman gibi tanınmış eserlerini 1909-1920 yılları arasında yazmıştır.

''delilerin iki tür talihleri vardır. akıllara aykırı düşen ekstra çılgınca atılganlıklarında başarılı olurlarsa “dahi” ünvanını alırlar, başarılı olmadılar mı doktorların ellerinde kalırlar.'' (bkz: ben deli miyim) 1925

"biz bu ateşi nefeslerimizle, ahlarımız ve figanlarımızla söndürmeye uğraşıyoruz. bu boşuna söndürme gayreti içinde kendimiz tutuşuyor, mahvoluyoruz." (bkz: aşk batağı)

"iyi saatte olsunları kızdırmamak için emirlerine boyun eğmek lazım. bu iyi saatte olsunlar deyimi neden onların kimliği, adı olmuş? onlara niçin böyle deniyor? allah esirgesin, fena saatte olsalar, dünyayı birbirine katarlar da onun için."

"yaşamının son 31 yılını heybeliada’nın tepesinde manzaraya nazır bir köşkte geçiren gürpınar, temizlik hastasıydı. mikrop kaparım korkusuyla eldivenleri olmadan sokağa çıkmaz, dört mevsim eldivenle dolaşırdı. yazarın ilginç yönü sadece bununla da sınırlı değildi. örgü örmeyi çok seven gürpınar, avrupa’dan model bile getirtirdi. kendi ördüğü takkeleri giyer, yazmaktan sıkıldığı zaman mutfağa inip reçel ve dondurma yapardı"

yaşamının son 31 yılını heybeliada’nın tepesinde manzaraya nazır bir köşkte geçiren gürpınar, temizlik hastasıydı. mikrop kaparım korkusuyla eldivenleri olmadan sokağa çıkmaz, dört mevsim eldivenle dolaşırdı. yazarın ilginç yönü sadece bununla da sınırlı değildi. örgü örmeyi çok seven gürpınar, avrupa’dan model bile getirtirdi. kendi ördüğü takkeleri giyer, yazmaktan sıkıldığı zaman mutfağa inip erik reçeli ve dondurma yapardı.

millet vekilliğide yapmış bir yazardır. adam o kadar titiz ki bakteri kaparım diye eldivensiz dolaşmıyormuş. bir de hanımların dikkatine şiirlerini genel olarak örgü örerken yazarmış...

temizlik hastasıymış. örgü örmeyi çok severmiş bunun için avrupa'dan modeller getirtirdi. mikrop kapma korkusuyla dört mevsim eldivenle dolaşırmış.

birçok eserine tdk vesilesiyle ücretsiz erişim imkanı mevcut; link

1864-1944 yılları arasında yaşamış olan bu güzel adamın mikrop kaparım diye paso eldivenle dolaşması, böbrek rahatsızlığına iyi gelir diyen doktorunu fazla ciddiyi alıp hep bisiklet sürmesi ve çok iyi reçel yapması falan işin magazin boyutu, bu adamı eşsiz kılan, muhteşem bir yazar oluşu! dün gece ben deli miyim adlı kitabını okumaya başladım, abartmıyorum, daha ilk bölümde hemen ciddi bir oturuş pozisyonuna geçip "muhteşem bir kitap okuyacağım ve müthiş bir yazarla tanışacağım" dedim. malum, türk eğitim sistemi sik sik şeyler üzerine kurulu. haliyle, çok iyi bir yazarı siz özel çabanızla ancak bulabiliyorsunuz. tamam, ahmet hamdi tanpınar, yakup kadri karaosmanoğlu, yusuf atılgan, peyami safa, sabahattin ali, orhan kemal, kemal tahir... hatta ve hatta oğuz atay var ama bu adamın tarzı ve üslubu kusursuza yakın. muazzam! yani, bir de yazdığı her şeyi osmanlı imparatorluğu'nun son dönemi ve türkiye cumhuriyeti'nin ilk dönemlerinde yazmış olduğunu hesaba katrak değerlendirirsek eğer, eşsiz! ömrünün neredeyse tamamını veremden ötürü gittiği heybeliada'da geçirmesi ve yine veremden ölmesi üzücü. *** ekleme & ekstra şahsi fikir: insanlardan ve devlet kavramının direkt kendisinden midesi bulanıyordu. bundan adım gibi eminim. öyle olmasa, daha 1920'lerde yazdıkları yüzünden mahkeme mahkeme uğraşmazdı. eşsiz bir yazar. okumadan ölmeyin! *** görünüm olarak aşırı mülayim bir tipe benziyor. gel gör kitapları ahaha şu; gorsel

"biz insanlar allah'ı arayıp dururuz. bulsak acaba ne diyeceğiz? ilk şikâyetimiz, tıynetimizin bozukluğu hakkında olsa yeridir." der dünyanın mihveri kadın mı para mı adlı eserinin sonlarına doğru. kendisiyle sohbet etmek isterdim... kalemiyle güzel dövdü beni çokça. iyi ki varmış bir zamanlar. daha önce de belirttiğim gibi eserlerine hemen şu an erişebilirsiniz; (#4170309)